Film, 2013 yılında vizyona giren ve Güney Kore yapımı olan Miracle in Cell No. 7 isimli yapımdan uyarlanmış, ülkemizin 80’li yıllarda yaşadığı şartlara bağlı olarak senaryolaştırılmıştır. Hikaye, kurgu, karakterler oldukça net ve anlaşılır olan filmde, Aras Bulut İynemli başrolde oynuyor. Filmde Aras Bulut İynemli’nin yanı sıra, Sarp Akkaya, İlker Aksum, Mesut Akusta, Yurdaer Okur ve Celile Toyon gibi ünlü ve başarılı oyuncular da yer alıyor. Ana olay Güney Kore yapımı filmle benzer olsa da senaryo neredeyse tamamen yeniden kurgulanmış.
7 yaşındaki kızı ile aynı derecede zekaya sahip olan Memo karakteri, Aras Bulut İynemli tarafından, Memo’nun kızı Ova ise Nisa Sofiya Aksongur tarafından canlandırılıyor. Babaannesi ile birlikte bir Ege kasabasında yaşayan Memo ile Ova’nın yaşamı filmde, 1983 yılında geçiyor. Ova ile babası kırtasiyede bir okul çantasını beğenir ve maddi durumları yetersiz olduğu için alamazlar. O sırada, sıkı yönetim komutanlarından birinin kızı çantayı beğenir ve alır. Memo çantanın onlara ait olduğunu söylese de komutan tarafından kızının gözü önünde tokatlanır ve aşağılanır.
Ailesi ile piknik yaparken, komutanın kızı babasının aldığı okul çantasını tesadüfen oradan olan Memo’ya gösterir ve küçük kız tepelere doğru koşmaya başlar. Kız kayaların üzerinde yürürken, ayağı kayıp denize düşer ve bu sırada başını kayalara çarpar. Memo peşinden atlayıp kızı kucağında denizden çıkarır ancak kız ölmüştür. Komutan Memo’nun kızına tecavüz ettiğini ve sonrasında öldürdüğü düşünür ve Memo’nun hayatını karartmak için elinden geleni yapar.
Oldukça duygusal bir yapım olarak aklımıza kazınan film, izleyiciyi sıkmadan ve boğmadan hikayesini izlettiriyor. Sıkı yönetim komutanının kızını boğulmaktan kurtarmak isterken, kızın ölümüyle suçlanan ana karakterimiz Memo’nun hikayesini izlediğimiz filmde, Memo idam cezasına çarptırılıyor ve kızı öldürmediğini iddia etse de derdini bir türlü anlatamıyor.
Sıkı yönetim komutanı Yarbay’ın çocuklarının okuldan askeri araçla alınmasının işlenmesi, çocuklarının ukala olması ve diğer çocukları küçümseyip onlara tepeden bakmaları işlenen diğer ilginç detaylardan. Yarbay ailesi ile mangal yaparken, mangalı erine yaktırması ve ızgara yaptırması diğer ilginç detaylar arasında.
Filmde Ova’nın diğer mahkumlarla tanışma sahnesinde, mahkumların suçlarını birer hastalıkmış gibi anlatmaları aslında bize iyi ve kötü kavramını yeniden hatırlatıyor. İçinde saf kötülük barındırmayan insanların, tedavi edilebileceği ve iyi taraflarını ortaya çıkarabilecekleri işleniyor.
Memo’nun saflığı ve kalbinin temizliğinden dolayı filmdeki diğer birçok karakterin iyi yönde değişmeye başladığını gördük. Hapishane müdürünün Bülbülü Öldürmek adlı kitabı okuması ise işlenmiş diğer güzel detaylardan. Memo’ya yardım etmeye çalışan müdürün aslında duruşunu ve neden yardım etmek istediğini burada daha net anlayabiliyoruz.
Hikaye, kurgu, müzikler ve oyunculuklar oldukça başarılı. Film oldukça ağır bir dramı anlatırken, bir tarafa güldürüp bir taraftan nefret ettirme gücünü taşıyor. Bu nedenle film bazı sahnelerde izleyicileri kızdırıyor ya da ağlayarak duygusallaştırıyor. Aralara serpiştirilen komik replikler de nefes almayı ve gülüp rahatlamayı sağlıyor. Orijinal filmin eksikliklerini kapatarak vizyona çıkaran ekip, oldukça büyük bir başarı sergilemiş bulunuyor.
Diğer Güney Kore yapımı dizi ve film uyarlamalarından oldukça kaliteli olan 7. Koğuştaki Mucize filmi, uyarlandığı yapımdaki eksiklikleri tamamlayarak karşımıza çıkıyor. Bu versiyondaki kurgu ve karakterler duyguyu seyirciye aktarma konusunda oldukça başarılı bir iş çıkarmış bulunuyor. Film diyaloglarının içinde barındırdığı metaforlarla güzel bir alt metin oluşturuyor.
Filmin kadrosu oldukça iyi oluşturulmuş, tüm oyuncular rollerinin hakkını vererek oynamış, 7 yaşındaki Ova karakterini canlandıran Nisa Sofiya Aksungur ise yaşına göre ortaya çıkardığı harika performansla oldukça büyük bir beğeni topluyor.